EN İYİ DOĞAL MİDE KORUYUCU, POLİFENOLÜ (BİR ÇEŞİT ANTİOKSİDAN) BOL ZEYTİNYAĞIDIR.

20-03-2019 09:39
EN İYİ DOĞAL MİDE KORUYUCU, POLİFENOLÜ (BİR ÇEŞİT ANTİOKSİDAN) BOL ZEYTİNYAĞIDIR.
EN İYİ DOĞAL MİDE KORUYUCU, POLİFENOLÜ (BİR ÇEŞİT ANTİOKSİDAN) BOL ZEYTİNYAĞIDIR.

 

Sabahları aç karnına bir kaşık yüksek polifenollü zeytinyağını içmenin faydaları anlatmak ile bitmez.

 

 

 

MİDE VE SİNDİRİM SİSTEMİNE ETKİLERİ (*)

Midenin çeşitli yağlı besinlere gösterdiği tolerans, kişiden kişiye değişir. Ama genel olarak, bol yağlı bir yemek, insana ağırlık duygusu verir. Yemek yağlı olduğunda, mide her zamankinden geç boşalır. Ne var ki 10 g.(1 çorba kaşığı) zeytinyağı, ister çiğ, ister önceden ısıtılmış olsun, midenin boşaltma süresinde değişiklik yapmaz. Mide tarafından en iyi tolere edildiği, başka bir deyişle hazmı en kolay yağ olduğu için vücudun vitamin ve mineralleri almasını da kolaylaştırır.

 

Zeytinyağının, mide iç zarını koruyucu etkisi olduğu, araştırmalarla ortaya konulmuştur. Bu da ülser gelişimini engellemede önemli bir avantaj oluşturur. Mukozayı korur; sindirim ve emilim sistemi bozuklukları, bağırsak hastalıklarını önler. Sıcak ve soğuk tüketildiğinde, mide asitliğini ayarlar, gastrit ve ülsere karşı koruyucudur.

 

Zeytinyağı, mide ülseri ve kansere karşı da koruyucudur. Akdeniz diyetinin ana kaynağı olan zeytinyağında bulunan polifenoller, Helicobacter Pylori (H.Pilori) bakterisinin neden olduğu enfeksiyonu önleyebiliyor. Midenin asidik ortamında yaşayabilen bu bakterinin, peptik ülser ve gastrite neden olduğu bilinmektedir. İspanya Grasa Enstitüsü, Valme Hastanesi'nden bir grup araştırmacı, simule edilen in vitro şartlar altında, polifenolce zengin naturel sızma zeytinyağının, antibiyotiklere dirençli olduğu bilinen H.Pilori'nin 8 suşuna karşı antibakteriyal etkisinin olduğunu rapor etti. "Journal of Agricultural and Food Chemistry" dergisinde editör Concepcion Romero: "Bu sonuçlara bakıldığında, naturel sızma zeytinyağının peptik ülser ve gastrik kansere karşı kemoprotektif (kanserle mücadele) ajan olabilirliği açıktır" diyor.

 

Yeni bir çalışmada, laboratuvar ortamında, zeytinyağı polifenollerinin potansiyel anti-H.Pilori rolü araştırıldı. Polifenollü naturel sızma zeytinyağında bulunan sağlığa yararlı fenolik bileşikler, midenin asidik ortamında saatlerce kalabiliyor. Aslında, simulasyon şartlar altında yapılan araştırma sonuçları şunu göstermiştir: Zeytinyağında bulunan polifenollerin yarısı, gastrik sıvının su fazına difüze olabiliyor ve bu fenoller, en yüksek anti-H.Pilori aktivitesi göstermektedir. Romero: "Sonuçlar, secoiridoid aglycons bileşiklerinin, gastrik sıvının asidik ortamında parçalanmadığını gösterdi. Bu bileşikler, zeytinyağının güçlü anti-H.Pilori bileşikleridir" dedi. 

 

Crespi, zeytinyağının farelerde, Shay'ın deneysel ülserini engellediğine işaret etmiştir. Öte yandan Taits, ülserli 102 hastayı tedavi ederken, hayvansal yağları, zeytinyağı ile değiştirmenin, olguların %33'ünde lezyonlarda bir azalma ve %55'inde ülser nedbeleşmesi (doku yitimlerini onarma süreci) yaptığını, buna aşırı asit salgısı ve antral hipermotilitede bir iyileşmenin eşlik ettiğini bulmuştur.

 

Ancel Keys, Akdeniz ülkelerinde kalp ve damar hastalıklarına çok az rastlanmasının nedenini araştırmış. Bütün yemeklerde sadece natürel sızma zeytinyağı kullanan bu hastalarda, ülser yaralarının kapanma oranının % 55 olduğunu saptamıştır. 

 

Sabah aç karnına, sindirimi kolaylaştırmak, mide yanması ve gaz problemlerine, iştahsızlığa karşı mideyi güçlendirmek için bir çorba kaşığı sızma zeytinyağı içilir. 

 

 

 

DÜŞÜNMEDEN ALDIĞINIZ MİDE KORUYUCU İLAÇLARIN ZARARLARI OLABİLİR (**)

Uzun süre mide asidini azaltıcı ilaç kullanmanın riskleri var mı? Bu ilaçların kanser yaptığına dair iddialar doğru mu? Osteoporoz riskini artırıcı oldukları yönündeki iddialar gerçeği yansıtıyor mu? Zararsız oldukları düşüncesiyle doktora danışmadan uzun süre kullanılan mide koruyucuların masum olduğuna inananlardansanız fena halde yanılıyorsunuz. Son bilimsel çalışmalar herkesin bu ilaçları kullanamayacağına ve yan etkilerine dikkat çekiyor 

 

 

Halk arasında, "mide koruyucu” adı verilen mide asidini azaltıcı ilaçlar (Proton pompa inhibitörleri - PPİ) mide asidi ile ilişkili hastalıkların tedavisinde çok yaygın kullanılıyor. Bu ilaçlar mide çeperindeki proton pompa yapısını bloke ederek mide asit salınımını ve dolayısıyla mide asitliğini uzun süreli azaltma özelliği taşıyor. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre Türkiye’de yılda yaklaşık 64 milyon mide koruyucu ilaç reçete ediliyor. Bu rakam günde yaklaşık 180 bin kutu PPİ reçete edildiği anlamına geliyor.

 

ÇOK SAYIDA SORU İŞARETİ VAR

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sultan Abdülhamid Han Hastanesi Gastroenteroloji Servisi’nden Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu, günümüzde çok yaygın reçete edilen bu ilaçların, kısa ve uzun dönemdeki yarar ve zararlarına ilişkin olarak hem hastaların hem de hekimlerin akıllarında ciddi soru işaretleri olduğunu söylüyor. Tanoğlu; "Bu konu uluslararası bilimsel platformlarda detaylı ele alınıp geçtiğimiz yıl ulusal gastroenteroloji kongrelerinde de detaylı tartışıldı. Hekimlerimiz bu ilaçların gereğinden fazla kullanıldığı konusunda fikir birliği içindedir” diyor.

 

HANGİ SAĞLIK SORUNLARININ VARLIĞINDA KULLANILIYOR?

Peki bu grup ilaçlar hangi sağlık sorunlarının varlığında kullanılıyor? İlk sıralarda gastroözofageal reflü’ ya da yaygın bilinen adıyla ‘reflü’ ve bu rahatsızlıkla ilişkili olan özofagus (yemek borusu) yangıları geliyor. Ülkemizde bölgesel olarak değişmekle birlikte yüzde 70-80 oranlarında izlenen ve gastrit adı verilen mide yangısı/tahrişlerine ya da ülserlere yol açabilen H.Pilori bakterisinin tedavisinde de bu ilaç grubundan sıkça yararlanılıyor. Gerek ilaçlara gerekse farklı nedenlere bağlı gelişmiş mide ve oniki parmak ülserlerinin tedavisi ile ülser ve gastrite bağlı mide kanamaları da bu ilaçların hekim gözetiminde ve belli zaman aralığında tedavi amaçlı kullanılmasını gerektirebiliyor.

 

 

KONTROLSÜZ VE UZUN SÜRELİ KULLANIM NE ANLAMA GELİYOR?

Hastalığın ve hastanın klinik durumuna göre uzun olmayan zaman dilimlerinde bu ilaçların kullanımı bazen hayat kurtarıcı olup yaşam kalitesini anlamlı düzeyde iyileştirebiliyor. Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu, uzun süreli kullanımdan kastedilenin bu ilaçların aylarca ve çoğunlukla da yıllarca kullanılması olduğunu belirtiyor. Ancak, bazı nadir durumlarda (kanama hikayesi olan hastalarda aspirin türevleri ve antikoagülan adı verilen diğer kan sulandırıcı ilaçların kullanılması gerekliliği ve yoğun bakımda yatan hastalarda stres ülseri gelişimini önleme zorunluluğu gibi) hastayı istenmeyen sorunlardan ve diğer ilaç ve hastalıkların kanama gibi kötü sonuçlarından korumak için, hekimlerin kontrol ve gözetiminde uzun süreli kullanılması gerekebiliyor. Bu ilaçların genel olarak iyi bir güvenlik profiline sahip olduklarına dikkat çeken Doç Dr. Tanoğlu; "Kısa süreli kullanımlarda, yaşam kalitesini etkilemeyecek düzeyde yan etkiler yüzde 1-3 oranlarında olup, yan etkiler nedenli ilacı kesme oranı yüzde 1-2 düzeyindedir. En sık izlenen yan etkiler; baş ağrısı, karın ağrısı, ishal, bulantı ve deri döküntüsüdür. Ancak uzun süreli, bilinçsiz ve kontrolsüz kullanım halinde; çeşitli bilimsel makalelerle bu ilaçların kanda magnezyum düşüklüğü, vitamin B12 eksikliği, Clostridium difficile’ye bağlı ishaller, akciğer enfeksiyonu, kronik böbrek hasarı, ileri yaşlarda demans, demir eksikliğine bağlı kansızlık, kalp krizi, kemik erimesi ve hatta gastrointestinal sistem diye tabir ettiğimiz mide bağırsak sisteminde tümör riskinde artışa neden olabileceği öne sürülmüştür” diyor ve devam ediyor;

 

 

BU İLAÇLARIN KANSER YAPMA RİSKİ VAR MI?

"Bu ilaçları kullananlarda akla gelen en önemli soru, kullanımlarının kansere yol açıp açmayacağıdır. Teorik olarak, bu ilaçların gastrointestinal sistem olarak adlandırılan mide-bağırsak sisteminde tümör gelişimini artırma riski olsa da, 2017 ve 2018 yıllarında en prestijli uluslararası gastroenteroloji dergilerinde yayınlanan makalelerde, bu riske dair bilimsel kanıt düzeyinin düşük olduğu, diğer bir deyişle tümör riskini artırdığına dair net veri olmadığı bildirilmiştir. Bilimsel makaleler doğrultusunda şu sonuçlar çıkarılabilir; Mide koruyucu ilaçlar uygun vakalarda kullanıldığında faydaları zararlarından daha fazladır. Hekim gözetiminde; dikkatli, bilinçli ve hastasına göre belirlenip özelleştirilmiş PPI kullanılması durumunda istenmeyen olaylarla karşılaşılması riski oldukça düşüktür.”

 

 

Daha akademik çalışmalar istiyorsanız "National Center for Biotechnology Information”  ya da "Journal of Agricultural an Food Chemisty” sayfalarına bakabilirsiniz (her ikisinin linkine de sayfamızdaki "Zeytinyağı Mucizesi” başlığından ulaşabilirsiniz). İçerikleri İngilizce. Maalesef Türkçe çok az araştırma var.

 

Peki Nedir Zeytinyağını Bu Kadar Faydalı Kılan?

 

FENOLİK BİLEŞENLER

 

Son yıllarda diyet bileşenlerinin sağlık üzerine etkileri konusunda çok sayıda çalışma yapılmaktadır. Özellikle yağlarla ilgili çalışmalar artan obezite gibi sağlık problemleri dikkate alındığında önem kazanmıştır. Fakat maalesef yağlara olan ilginin artması bu konuda doğru bilgilerin tüketicilere ulaşması anlamına gelmemektedir. Margarin reklamlarında yapılan kalp dostu vurgusu bu konuya iyi bir örnektir. Genel olarak doymamış yağlar, doymuş yağlara göre daha sağlıklı kabul edilmektedir. Fakat her doymamış yağın sağlık etkisinin aynı olmadığı bilinen bir gerçektir. Özellikle doymamış yağların rafinasyonu sırasında yağa özgü fenolik bileşenler gibi miktar olarak az fakat etkisi önemli olabilecek bileşenlerin kaybı söz konusudur. Zeytinyağı sadece fiziksel işlemlerle elde edilen bir meyve suyu olduğu için diğer bitkisel yağlardan bu özelliği ile ayrılmaktadır.

 

Dünyada Akdeniz diyeti olarak adlandırılan ve son yıllarda oldukça popüler olan yeme alışkanlığında zeytinyağı temel yağ kaynağıdır. Yeni çalışmalar zeytinyağındaki bileşenlerin daha önce bildirilenlerden çok daha fazla olumlu etkisi olduğu yönündedir.

 

Fenolik bileşenler zeytinyağının hem olumlu sağlık etkilerini hem de lezzet profilini geliştiren bileşenlerdir. Tüketicilerin zeytinyağında serbest asitliği en önemli kalite kriteri olarak görmelerine rağmen, naturel sızma zeytinyağını diğer yağlardan ayıran en önemli özellik, yağın yaklaşık yüzde 2’sini oluşturan minör bileşenlerdir. Minör bileşenler arasında da fenolik bileşenler (polifenoller) önemli bir bölümü oluşturmaktadır. Tüketicilerin sahip olduğu bir diğer yanılgı da zeytinyağının acılık ve yakıcılığının artmasının olumsuz bir özellik olarak algılanmasıdır. Yakıcılık ve acılık zeytinyağı için olumlu özellikler olup fenolik bileşenlerin fazla olduğunun göstergesidir. Zeytinyağında çok önemli olan bu bileşikler çeşitli koşullardan etkilenmektedir. Zeytinin yetiştirilme aşamasından itibaren bu özel ve önemli bileşiklerin korunmasını sağlayacak önlemlerin alınması, doğru süreçler ile üretilmesi ve zeytinyağının iyi koşullarda saklanması gerekmektedir.

 

Polifenoller bitkilerde doğal olarak bulunur. Vitamin ve minerallerden farklı olarak temel besin ögesi değiller, ancak vücuda olan yararlı etkileri ile pek çok mekanizmaya katkıda bulunurlar. Meyve ve sebzeler polifenol kaynaklarıdır. Diğer kaynaklar arasında kabuklu yemişler ve tohumlar, kakao ürünleri (örn. siyah çikolata), tam tahıllı ürünler, çay ve kahve ile kırmızı şarap gelir. Polifenoller antioksidan özellikleriyle bilinir.

 

Polifenollerin kanser oluşumunu ve tümör gelişimini engellediğiyle ilgili kanıtlar bulunmaktadır. Polifenoller reaktif unsurlara ve kanserli ve mutasyona uğramış hücrelere müdahale edebilmekte, hücre çoğalışını denetleyen ana proteinlerin harekete geçmesini sağlayabilmekte ve kansere bağlı bir takım genlerin ortaya çıkışının önünü kesebilmektedir. Bu konular ile ilgili olarak önemli kurumlar tarafından yayınlanmış oldukça fazla makeleye artık internet üzerinden de ulaşmak mümkündür.

 

Vücudumuz, her meyve, sebzenin içindeki polifenollerin hepsinden de faydalanamamaktadır. Örneğin elmada 5000 mg/kg polifenol bulunmasına rağmen, bunun sadece %0,2’sini alabilmektedir. Oysa ki aç karnına içilen polifenollü zeytinyağının %90’ını emebilmekte, içindeki faydalı bileşiklerin de %45-55’ini alabilmektedir.Basit anlatımı ile elma örneğinde olduğu gibi vücuda 10 asker gönderilebilirken, 900+ polifenollü zeytinyağı ile ise 450 asker gönderilebilmektedir.

 

Zeytinyağındaki fenolik bileşikler ile ilgili daha fazla bilgi isterseniz Mart 2019 tarihinde çıkan Bilge Ağaç Dergisindeki yazımıza bakabilirsiniz (https://www.tlosolive.com/blog/icerik/polifenol-nedir-bilge-agac-dergisi-ferhan-tolga-ozen).

 

 

 

FENOLIVE

 

Her zeytinyağında yeterli miktarda fenolik bileşik yoktur. Aslında her zeytin çeşidinde farklı miktarlarda fenolik bileşik vardır ile başlamak lazım. Polifenolü bol bir yağ elde etmek için doğru zeytin çeşitleri ve de doğru bölgedeki zeytin ağaçları seçilmelidir. Dolu vuruğu, sinek yarası olan hiçbir ağacın meyvesi kullanılmamalıdır. Zeytinler, ağaçtan özenle toplanılmalıdır. Sırıkla toplamak, yere düşürmek zeytinde oksidasyonu başlatır. İçindeki fenolik bileşikler kaybolmaya başlar. Biz Fenolive serisi ürünlerde tüm ürünü teker teker elle topluyoruz. Zeytin bekledikçe de oksidasyon devam eder. Fenolive’de kasalarda taşıdığımız ürünü 4 saat içinde de sıkarız. Zeytinyağındaki fenolik bileşikler ısıyı ve de hava ile teması hiç sevmez. Isıda kaybolurlar, hava ile temasta uçar giderler. Dolayısı ile sıkım kesinlikle 27 derecenin altında olmalıdır, yani soğuk sıkım olmalıdır. Taş değirmenlerin adı güzel gelse de hava teması yüksek olduğu için orada da kaybolurlar. Sıkıldıktan sonra da yağ iyi korunmalıdır. Bu amaçla üretilmiş özel tanklar kullanırız, ağzı İtalyan kapak denilen cinsten, Sağlık Bakanlığı onaylı çelikten… Hava ile teması yok gibidir. Tankın içindeki yağ boşaldıkça da yine hava temasını engellemek için azot gazı basarız.

 

Özetle Fenolive serisi ürünlerdeki tek amacımız sağlık için çok faydalı bileşikleri yakalayıp, onları en üst düzeyde yağa geçirip, korumaktır. Normal sıcak sıkım yağı üretirken 3,5-4 kg zeytinden 1 kg yağ elde ederken, Fenolive’de, erken hasatta, 50 kg zeytinden 1 litre yağ elde ettiğimiz zamanlarda olur. Düz arazide, karışık bir şekilde toplamada bir işçi 100-120 kg toplarken günde, Fenolive’de 20 kg topladığı zaman mutlu oluruz.

 

Fenolive serisi ürünler Avrupa Birliği Sağlık Beyanı’na uygun bir şekilde "Sağlıklı Naturel Sızma Zeytinyağı” kategorisindedir. İçerdikleri polifenol miktarına göre gruplandırılmıştırlar. 350+’ın anlamı, üretim tarihi itibarı ile içinde 350 ve üzeri mg/kg fenolik bileşik var demektir. Bu ölçümler şahit numunileri tespit ettirilerek, uluslarası geçerliği olan IOOC (International Olive Oil Council) onaylı laboratuvarlarda tank bazında yapılır ve de ölçüm raporu ürün ile birlikte sizlere gönderilir.

 

 

 

Piyasada bulunan polifenollü ürünlerin raporları arasında ölçüm yöntemleri/raporlama yöntemleri açısından farklar olabilmektedir. Aynı ürün, farklı bir yöntem kullanılıp raporlatılsa çok çok daha yüksek rakamlı bir rapor yayınlamak mümkündür. Ama biz uluslararası geçerliliği olan, IOC tarafından geliştirilen methodlardan Doc. No 29'a göre tyrosol cinsinden raporlatmaktayız. Konunun detayını "Piyasadaki Polifenol Ölçüm Raporları ve Farkları" bloğumuzda bulabilirsiniz.

 
 
London IOOC Çifte Madalya London IOOC Çifte Madalya
 
Fenolive 900+ ve 750+, geçen sene ulaştığımız seviyelerimiz... London IOOC (International Olive Oil Council) - Londra Uluslararası Zeytinyağı Konseyi tarafından yapılan yarışmada "Health Claim (Sağlık İddiası)" kategorisinde çifte madalya ile ödüllendirildiler. Böylece ürünümüz uluslararası olarak da, bağımsız kurumlar tarafından tescillenmiş oldu. Bu madalyaların ÜLKEMİZİN bu kategoride aldığı ilk madalyalar olduğunu biliyoruz.
 
Bu sene yine kendimizi aştık. 1092mg/kg polifenol seviyesine ulaştık. Ve ALTIN MADALYA geldi...

Sağlık İddiası kategorisinde...

Ülkemizdeki kaliteli zeytinyağı üretiminin geldiği noktayı tüm dünyaya göstermeye katkımız olduğu için de çok mutluyuz. GURUR DUYUYORUZ...
 
Not: Health Claim kategorisine katılabilmek için natürel sızma zeytinyağı kategorisinde yarışacak kadar iyi bir yağınız olmalı, üstüne de içindeki polifenol seviyesi belli bir seviyenin üstünde olmalı... Kaliteli natürel sızma zeytinyağı kategorisinde verilen altın madalya sayısı 100'den fazla iken health claim'de sadece 6.
 

Bu seneki yeni ürünümüz 1050+ ile heyecanımız daha da büyük... İşimizi aşkla yaptığımızın en büyük kanıtı... Kendimizi aşmaya çalıştığımızın en büyük kanıtı... Bir bahçeden ne polifenol çıktı ise artık demeyip, polifenolü bulmak için çok emek verdiğimizin bir kanıtı...

 

Polifenol nedir? Ne gibi faydaları vardır? gibi birçok sorunuza yanıtları "Zeytinyağı Mucizesi" bloğumuzda bulabilirsiniz.

 

 

 

 

 

ÖZETLE HER ZEYTİNYAĞI OLMAZ...

 

 

Sağlığınızı korumaya destek olabilecek doğal ürünlerimize ulaşmak için: 

https://www.tlosolive.com/kategori/yuksek-polifenollu-zeytinyaglarimiz

 

Ürünler ile ilgili yorumlara ulaşmak için:

https://www.tlosolive.com/blog/icerik/yorumlar

 

 

 

Sağlık için, Sağlığınıza için...

 

TLOS OLIVE AİLESİ

 

www.tlosolive.com/sayfa/hakkimizda

www.facebook.com/tlosolivecom

www.instagram.com/tlosolivecom

www.twitter.com/tlosolivecom

 

 

Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide KoruyucuMide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide KoruyucuMide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide KoruyucuMide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide KoruyucuMide KoruyucuMide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide KoruyucuMide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu Mide Koruyucu polifenol polifenol polifenol polifenol polifenol polifenol polifenol polifenol polifenol polifenol polifenolvpolifenol polifenol polifenol polifenol polifenol polifenol H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori H.Pilori

antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidanantioksidan antioksidanantioksidanantioksidanantioksidan antioksidan antioksidan antioksidan antioksidanantioksidanantioksidan antioksidanantioksidan antioksidanantioksidanantioksidan antioksidanantioksidan antioksidanantioksidanantioksidanantioksidanantioksidan antioksidanantioksidanantioksidanantioksidanantioksidan helikobakterpilori helikobakterpilorihelikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilori helikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilori helikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilorihelikobakterpilori

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.